Normal endometrium, atipik endometrial hiperplazi ve endometrial adenokarsinomlarda PINCH, PAX-2 ve PTEN ekspresyonları ve klinikopatolojik parametrelerle ilişkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Esra Karakuş

Danışman: ÖZLEM ERDEM

Özet:

Endometrium kanserleri kadın genital sisteminin en sık görülen kanserleridir ve % 80 den fazlasını endometrioid tip adenokarsinomlar oluşturur. Bu tümörlerin endometrial hiperplazi zemininden geliştiği kabul edilmektedir. Prekanseröz odakların sıklıkla invaziv kansere eşlik ediyor olması ya da tek başına saptandıklarında dahi oldukça hızlı progresyon göstermesi araştırıcıları erken tanı açısından normal endometriumdan karsinoma geçiş sekansında oluşan moleküler değişiklikleri bulmaya itmiştir. Bu nedenle immunhistokimyasal belirteçlere ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışmaya Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı nda 2005-2011 yılları arasında tanı almış 27 proliferatif endometrium, 24 kompleks atipili hiperplazi, 10 kompleks atipisiz hiperplazi, 30 basit atipisiz hiperplazi, 89 endometrioid tip endometrial adenokarsinom olguları alınmıştır. Bu olgulara immünohistokimyasal yöntem ile PTEN, PAX2 ve PINCH antikorları uygulanmıştır. İmmunhistokimya boyama sonucunda normalden malignite yönünde ilerleyişte PTEN ve PAX2 boyanma yaygınlığı ve şiddetinde, istatiksel olarak anlamlı, belirgin bir azalma saptanmıştır. PINCH ekspresyonunda ise normalden malignite yönünde ilerleyişte belirgin bir artış saptanmış olup bulgular PAX2 ve PTEN ile ters korelasyon göstermektedir. Endometrioid adenokarsinom olgularında PTEN, PAX2 ve PINCH ekspresyonu ile bilinen histopatolojik prognostik parametreler ile karşılaştırıldığında; histopatolojik grade, anjiolenfatik invazyon, lenf nodu metastazı, evre, myometrial invazyon ve korpus serviks sınırı tutulumu arasında ilişki saptanmamıştır. Sonuç olarak PTEN, PAX2 ve PINCH in endometrial karsinogenezinde rol oynadıkları düşünülmektedir. Ancak bu belirleyicilerin prognostik önemini belirlemek için uzun süreli takibi bulunan geniş serilerde, çalışmaların yapılmasının uygun olduğu düşünülmektedir.