Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2010
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: G. GÜLŞAH POLAT
Danışman: KADİR KAYA
Özet:Postoperatif kognitif disfonksiyon (POKD) özellikle major cerrahi geçiren yaşlı hastalarda oldukça sık görülen bir durumdur. Gelişimi üzerine anestezi tekniklerinin etkili olup olmadığı konusunda yapılan çalışmalar genel anestezi ve santral bloklar üzerine yoğunlaşmıştır. Periferik sinir ve pleksus blokları ile POKD arasındaki ilişkiyi araştıran bir çalışmaya literatür taramasında raslanmamış olması nedenli planlanan çalışmamızda; diz protezi cerrahisi geçirecek hastalarda genel anestezi, spinal anestezi ile periferik sinir ve pleksus bloğu tekniklerinin erken dönem POKD gelişimi üzerine etkilerini, mini mental durum testi (MMDT) ve beyin hasarının biyokimyasal göstergeleri olan nöron spesifik enolaz (NSE) ve S 100 β proteinin kan seviyelerinin tespiti ile araştırmayı amaçladık. Araştırma; unilateral total diz artroplastisi uygulanan, 50-85 yaş arası, ASA risk grubu I-III olan ve araştırmada yer almayı kabul eden 62 olgu üzerinde gerçekleştirildi. Olgular uygulanan anestezi tekniğine göre üç gruba ayrıldı, Grup I’ e genel anestezi, Grup II’ ye spinal anestezi ve Grup III’ e lomber pleksus ve siyatik sinir bloğu uygulandı. Olgulara preoperatif dönemde ve postoperatif 24. saatte MMDT uygulandı ve NSE ile S100 β protein seviyeleri ölçüldü. Operasyon sırasında kalp atım hızı (KAH), ortalama arter basıncı (OAB), SpO2 monitörizasyonu yapıldı. Gruplar arası preoperatif MMDT skorlarında farklılık gözlenmezken, postoperatif MMDT skorları genel anestezi grubunda diğer iki gruba kıyasla belirgin olarak düşük bulundu. Postoperatif MMDT skoru 23 ve altında olan 5 (% 8,1) olgunun tamamının genel anestezi grubunda olduğu gözlendi. Postoperatif MMDT skorlarında azalma olması ve postoperatif MMDT skorlarının 23 ve altında olmasının, genel anestezi altında opere olunması ile pozitif korele olduğu bulundu. Preoperatif ve postoperatif ortalama NSE ve S100 β protein değerlerinde gruplar arasında fark olmadığı görüldü. Her üç grupta da postoperatif NSE ve S100 β protein değerlerinin, preoperatif değerlere göre belirgin yüksek olduğu, ancak gruplar arasında anlamlı fark olmadığı görüldü. Çalışmamız sonucunda; seçilen anestezi yönteminin POKD gelişimi üzerine etkisi olduğunu, genel anesteziye göre rejyonal anestezi yöntemlerinin kognitif fonksiyonlar üzerinde daha olumlu postoperatif gelişme sağladığını saptadık. Rejyonel anestezi teknikleri arasında ise; MMDT skorlarının değişimlerini kullanarak değerlendirdiğimiz POKD gelişimi açısından fark olmadığı belirlendi.