Fiberoptik bronkoskopi ve endobronşial ultrasonografi esnasında hasta konforunu etkileyen faktörlerin incelenmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Öğrenci: FATMA YILDIRIM

Danışman: AHMET SELİM YURDAKUL

Özet:

Fiberoptik bronkoskopi (FOB) ve endobronşial ultrasonografi (EBUS) akciğer hastalıklarının tanı ve tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır ancak FOB ve EBUS uygulanan hastaların çoğu işlem sırasındaki rahatsızlıklardan yakınmaktadır ve işlemin tekrar edilmesi gerektiğinde önceki negatif deneyimlerinden dolayı işlemin tekrar edilmesini reddetmektedirler. Çalışmamızda Nisan 2011- Nisan 2012 tarihleri arasında ilk kez teşhis amaçlı fiberoptik bronkoskopi ve endobronşiyal ultrasonografi yapılan hastalarda işlem esnasında hasta konforunu etkileyebilecek faktörleri araştırdık. Hastaların demografik bilgilerinin yanısıra sigara kullanımları, ek hastalıkları, işlem öncesi ilaç kullanımları, semptomları, premedikasyon, işlem esnasında uygulanan anestezi, işlemi yapan kişinin deneyimi, bronkoskopinin giriş şekli, yapılan bronkoskopik işlemler, işlem süresi ve hastaların işlem öncesi endişe ve kaygı düzeyleri kaydedildi. İşlem sonrasında işleme karşı olan endişe ve kaygı düzeyleri ve işlemin tekrarlanmasına yönelik gönüllülükleri soruldu. Çalışma, yaşları 21 ila 87 arasında değişmekte olan, 174'ü (%69.6) erkek ve 76'sı (%30.4) kadın olmak üzere toplam 250 hasta üzerinde yapıldı. Olguların ortalama yaşı 56.48±13.68'di. FOB grubunun ortalama yaşı 56.2±13.9, EBUS grubunun ortalama yaşı 57.8±12.1 bulundu. Yaş ile işlem sırasında duyulan rahatsızlık arasında arasında iki grupta da anlamlı fark tespit edilmedi. FOB grubunda olgularımızın %77.6'sı, EBUS grubunda olgularımızın %63.9'u işlem esnasında rahatsızlık hissettiklerini belirtti. Her iki grup için de işlem esnasındaki ana rahatsızlık öksürüktü. Bu oran FOB grubunda %75.7, EBUS grubunda %61.1 idi. Öksürüğün yüksek oranda görülmesi antitusif ilaç kullanılmamasına bağlandı. FOB grubunda hastaların işlem esnasındaki medyan rahatsızlık düzeyi 40 GAS, EBUS grubunda 27.5 GAS tespit edildi. FOB grubunda rahatsızlık düzeyinin fazla olması FOB'da daha çok işlem yapılmasına ve EBUS-TBNA'nın BAL, TBB, PB işlemleriyle kıyaslandığında daha az uyarıcı etkisinin olmasına bağlandı. FOB grubunda işlem esnasında TBNA yapılan grupta, işlem esnasında duyulan rahatsızlık oranı istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu. EBUS grubunda midazolam kullanımının hastaların işlem esnasındaki rahatsızlık düzeyini etkilemediği bulunurken, FOB grubunda işlem esnasında yüksek rahatsızlık hisseden gruba anlamlı derecede daha fazla oranda midazolam verildiğini ve midazolam verilmesinin hasta konforunu ve kooperasyonunu artırmadığını bulduk. Bunun nedeni EBUS grubunda midazolamın rutin olarak kullanılmasına rağmen, FOB grubunda midazolamın sadece işlem öncesinde anksiyete düzeyi fazla olan hastalara verilmiş olması ve EBUS ile karşılaştırıldığında FOB grubunda daha fazla girişimsel işlem yapılmış olması olarak yorumlandı. FOB grubunda olguların %81.3'ü az deneyimli bronkoskopistler tarafından, %18.7'si ise deneyimli bronkoskopistler tarafından yapıldı. EBUS yapılan 36 olgunun tümü deneyimli bronkoskopist tarafından yapıldı. FOB grubunda işlemin az deneyimli ya da deneyimli bronkoskopist tarafından yapılmasının hastaların rahatsızlık düzeyi üzerinde etkisi olmadığı bulundu. Bu durum az deneyimli bronkoskoskopistlerin eğitimlerinin başından beri fiberoptik bronkoskopi uygulanması konusunda eğitim (teorik ve pratik) almış olmalarına ve az deneyimli bronkoskopistler işlem yaparken bronkoskopi ünitesinde deneyimli bronkoskopistin de bulunmasına ve işlem esnasındaki yapılacak işlemleri ve komplikasyonları denetlemesine bağlandı. FOB grubunun işlem öncesi ortalama anksiyete düzeyi 52.7±3.4 GAS bulunurken EBUS grubunun işlem öncesi ortalama anksiyete düzeyi 38.3±32.8 GAS bulundu. Hem FOB grubunda hem de EBUS grubunda işlem esnasında yüksek rahatsızlık duyan gruplarda işlem öncesi anksiyete düzeyinin anlamlı derecede yüksek olduğu tespit edildi. Ayrıca FOB grubunda işlem öncesi anksiyete düzeyinin işlem esnasındaki rahatsızlık düzeyini artıran bağımsız bir risk faktörü olduğu bulundu. Bronkoskopi sırasında yapılan işlem sayısı ve türü arttıkça hastaların duydukları rahatsızlığın anlamlı derecede arttığı bulundu. FOB grubunda TBB ve BAL yapılan hastalarda işlem esnasında duyulan rahatsızlığın anlamlı derecede yüksek olduğu tespit edildi. FOB grubunda, bronş biyopsisi yapılan hastalarda işlem esnasında hissedilen boğulma hissi bronş biyopsisi yapılmayan hastalara göre anlamlı derecede yüksekti. Yine FOB grubunda TBB işlemi esnasında öksürük, boğulma hissi oranı yapılmayan gruba göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekti. EBUS grubunda yapılan işlemler ile hastaların rahatsızlık düzeyleri arasında fark saptanmadı. EBUS grubunda TBNA yanısıra BL alındığında istatistiksel olarak anlamlı olmamakla beraber hastaların işlem esnasında duydukları rahatsızlıkların arttığı görüldü. Ne FOB grubunda ne de EBUS grubunda işlemden önce hastaların ek hastalıklarının ve kullandıkları ilaçların işlem esnasında hastaların duydukları rahatsızlıklar üzerine anlamlı etkisi saptanmadı. EBUS yapılan grupta işlem öncesinde antihipertansif kullanılan grupta işlem esnasında hastaların duydukları rahatsızlık düzeyinin istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunması, tansiyon yüksekliğinin işlem sürecine de yansıyarak, kanama kontrolü sağlanması için vazokonstriktif ajan (soğuk salin, lidokain ve adrenalin) verilmesine ve buna bağlı olarak aspirasyon miktarının artmasına ve işlem süresinin uzamasına bağlandı. FOB grubunda düşük rahatsızlık duyan grupta ortalama işlem süresi 22.1±10.3 iken yüksek rahatsızlık duyan gupta ortalama işlem süresi 26.3±10.4 bulundu. Yüksek rahatsızlık duyan grupta işlem süresinin anlamlı derecede uzun olduğu tespit edildi. EBUS grubunda yüksek rahatsızlık duyan grupta ortalama işlem süresi daha uzun olmasına rağmen düşük rahatsızlık duyan grup ile arasında işlem süresi açısından anlamlı fark tespit edilmedi. FOB grubunda işlemlerin %8.8'i oral, %91.2'si nazal yolla girilerek yapıldı. EBUS grubunda olguların tümüne oral yolla girilerek işlem yapıldı. FOB grubunda nazal yolla girilmesinin hastanın işlem esnasındaki rahatsızlık düzeyini artıran bağımsız risk faktörü olarak bulundu. Bu durum FOB grubunda oral yolla işlem yapılan hasta sayısının az olmasına bağlandı. FOB yapılan grupta, kadınların daha fazla oranda rahatsızlık hissettikleri bulundu. Bu durum kadın hastaların işlem öncesinde daha fazla endişe ve kaygı duyduklarına bağlandı. EBUS yapılan grupta kadın ve erkekler arasında rahatsızlık açısından fark saptanmadı. Çalışmamızda işlemin tekrar yapılmasına karşı olan gönüllülük oranı FOB grubunda %69.6, EBUS grubunda %86.1 bulundu. Hem FOB hem de EBUS grubunda işlem esnasında düşük rahatsızlık hisseden grupta işlemin tekrarmasına yönelik pozitif cevaplar yüksek rahatsızlık hisseden gruba göre anlamlı düzeyde yüksek bulundu. Sonuç olarak; FOB grubunda işlem süresi uzadıkça, nazal yol ile girildiğinde, işlem sırasında ne kadar fazla örnekleme yapılırsa, işlem öncesinde hastaların işleme karşı endişe ve kaygı düzeyleri ne kadar fazla ise işlemde duydukları rahatsızlıklar o kadar artmaktadır. Kadın hastalar işlem sırasında daha sık oranda rahatsızlık hissetmektedir. EBUS grubunda hastaların işlem öncesinde endişe ve kaygı düzeyleri arttıkça işlemde duydukları rahatsızlık artmaktadır. Ancak EBUS yapılan hastaların işlemin tekrar yapılmasına yönelik pozitif duyguları daha fazla bulundu. Çalışmamızda ayrıca hastaların işlem esnasındaki rahatsızlık düzeyi azaldıkça işlemin tekrarlanmasına yönelik pozitif duygularının arttığı bulundu.