Vertebra kemik iliği patolojilerinde RS-EPI difüzyon ağırlıklı MR görüntülemenin tanıya katkısının değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Öğrenci: SEVCİHAN KESEN

Danışman: NİL TOKGÖZ

Özet:

Kemik iliği patolojileri oldukça sık görülmekte olup, lezyonların tanısında MRG en duyarlı görüntüleme yöntemidir. Bu yüksek duyarlılığa rağmen, rutin MRG sekansları genellikle kemik iliği değişikliklerinde ayırıcı tanıya olanak veremediğinden, MRG'nin özgüllüğü sınırlı kalmaktadır. Bu sınırlı özgüllük nedeni ile kemik iliği patolojileri olan hastalarda uygun ve gerekli tedavi için ilave veya girişimsel tanısal tetkikler gerekmektedir. DAG biyolojik dokuların mikroyapılarını hedef alan bir görüntüleme tekniğidir. Bu sayede DAG kemik iliği değişiklerinin karakterizasyonunda MRG'nin özgüllüğünü arttırabileceği beklenmektedir. Bu çalışmada toplam 66 hasta ile rs-EPI DAG sekansının vertebranın dejeneratif, tümöral infiltratif ve enfeksiyöz hastalıklarının ayırıcı tanısında mevcut görüntülemeye katkısını değerlendirmeyi amaçladık. Bu amaçla; rs-EPI DAG sekansını rutin kullanımda olan, ancak duyarlılık ve hareket artefaktları nedeniyle spinal görüntülemede kısıtlı kullanılan ss-EPI DAG sekansı ile karşılaştırdık. Sonuç olarak; rs-EPI tekniğinin vertebral kemik iliği görüntülemede standart ss-EPI sekansına göre patolojik ve normal dokuda daha yüksek sinyal intensite değerleri ve patolojik dokuda daha düşük ADC değerleri sağladığı görüldü. Yüksek görüntü kalite skoru ile distorsiyonu azalttığı ve tanıda güvenilirliği arttırdığı saptandı. ss-EPI tekniğine göre başarılı SGO ve KGO değerleri alındı. Ancak ss-EPI DAG sekansının benign ve malign vertebral kemik iliği lezyonlarının ayrımında ADC değerleri ile tanıya olan katkısı rs-EPI DAG sekansında gösterilemedi. 121 rs-EPI sekansı faz düzeltmeleri ile hareket nedenli faz hatalarının çok iyi ayıklanabildiği, yüksek rezolüsyon sağlayan ve gelecek vadeden bir DAG tekniğidir. Vertebral kemik iliği değerlendirilmesinde yüksek SGO ve KGO sağladığından, bu tekniğin difüzyon gradient gücü ve diğer parametrelerinin optimizasyonu sonrasında rutin kullanılan DAG sekanslarının yerini alabileceğini düşünmekteyiz. Ayrıca bu teknikte kantatif ölçüm imkanı olması nedeniyle, kemik iliği patolojilerinin değerlendirmesinde ve takiplerinde geleneksel MRG'nin özgüllüğünü arttırılabileceğini öngörmekteyiz.