Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2017
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Büşra Totan
Danışman: HİLAL YILDIRAN
Özet:Polikistik over sendromu (PKOS) doğurganlık çağındaki kadınlarda görülen en yaygın endokrin bozukluklardan biridir. Bu çalışma yaşları 19-40 yıl arasında değişen beden kütle indeksi (BKI) ve yaş yönünden eşleştirilmesi yapılmış, PKOS lu 30 kadın ve 30 kadından oluşan kontrol grubunda metabolik sendrom riskini belirleme, beslenme durumunun etkisini değerlendirmek ve D vitamini yetersizliğinin PKOS ve metabolik sendrom parametreleri ile ilişkisini belirlemek amaçlanmıştır. Katılımcıların genel özellikleri, beslenme alışkanlıkları ve aktivite düzeyleri anket formu ile sorgulanmış ve üç günlük besin tüketim kayıtları alınmıştır. Ayrıca antropometrik ölçümleri, vücut bileşimleri alınmış, bazı biyokimyasal parametreler analiz edilmiş ve kan basınçları ölçülmüştür. Çalışmanın sonunda PKOS ve kontrol grubu arasında vücut ağırlığı, bel ve kalça çevresi, BKI si açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken (p>0,05), PKOS lu bireylerin boy uzunluğu ve yağsız vücut kütlesi (kg) kontrol grubundaki bireylere göre anlamı derecede daha yüksek bulunmuştur (p<0,05). PKOS lu bireylerin kontrol grubundaki bireylere göre sistolik kan basıncı (mmHg) ve diastolik kan basıncı değerleri istatiksel açıdan anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur (p<0,05). PKOS lu bireylerin %93,4‗ünde, kontrol grubunun %90 nda D vitamini optimum düzeyin altındadır. Tüm bireylerin serum D vitamin düzeyi ile bel çevresi (cm), kalça çevresi (cm), bel-kalça oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı ve negatif yönlü, HDL kolesterol (mg) düzeyi arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur (p<0,05). PKOS lu bireyler de insülin direnci ve metabolik sendrom görülme oranı daha yüksek olmakla birlikte gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0,05). PKOS lu ve insülin direnci olanlarda vücut ağırlığı ve BKĠ anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur (p<0,05). PKOS lu ve kontrol grubunun diyetleri ile aldıkları günlük enerji ve besin ögeleri miktarları arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0,05). PKOS lu bireylerde BKĠ ile günlük diyet ile alınan enerji, yağ, sodyum, klor, glikoz ve kolesterol miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı, pozitif bir ilişki bulunmuştur (p<0,05). Sonuç olarak PKOS lu bireylerin obezite, metabolik sendrom, insülin direnci, hipertansiyon açısından yüksek risk altında olduğu görülürken hem PKOS hem de kontrol grubunda D vitamini yetersizliği saptanmıştır. PKOS lu olgularda serum D vitamini düzeyleri ile yağ ve kas dokusundaki artış takip edilmeli, hafif şişman/obez olgularda vücut ağırlığı kaybına yönelik beslenme tedavisinin PKOS klinik bulgularını azaltma da hem de insülin direnci ve metabolik sendrom gelişmesini önlemede etkili olabileceği unutulmamalıdır. PKOS da görülen D vitamini yetersizliği ve tedavisine yönelik daha geniş kapsamlı çalışmalara da ihtiyaç vardır.