PREOPERATİF RADYOTERAPİ ALMIS KOLONDAKİ ANASTOMATİK YARA İYİLESMESİNE YENİ BİR NF-κB İNHİBİTÖRÜ OLAN CELASTROL’ÜN ETKİLERİ


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Özlem SAMUR

Danışman: ABDULKADİR BEDİRLİ

Özet:

Kolorektal kanserlerdeki altın standard, cerrahi rezeksiyondur. Rezeksiyonu sonrası lokal rekürrens oranları için genellikle %30’ye yakın rakamlar bildirilmektedir (28).Rektum kanserlerinde preoperatif radyoterapi uygulamasının günümüz tedavi protokollerinde artan bir kabul görmektedir. Birçok çalısmada preoperative radyoterapinin rektum tümörlerinde rezektabiliteyi arttırdığı, lenf nodu metastazı insidansını ve lokal nüksü azalttığı gösterilmistir (1, 6, 8, 72). Ancak uygulanan radyoterapinin de olumsuz etkileri bulunmaktadırRadyasyonun bu olumsuz etkileri nedeniyle yara iyilesmesi gecikir ve anastomoz kaçağı oranlarında artıs tespit edilmistir (82). Anastomoz kaçağı %0-35 sıklıkta ortaya çıkmaktadır. Bu çalısmada ağırlıkları 250-300 gr olan 64 adet Wistar-Albino erkek rat kullanıldı Grup 1 ( Kontrol grubu); kolon rezeksiyonu ve re-anastomoz yapıldı. Grup 2 (RT grubu); anastomoz öncesi radyoterapi 6-MV ısın üreten bir lineer akseleratör kullanılarak 5 gün ve her gün 5 Gy standart fraksiyonlarda toplam 25 Gy verildi. Grup 3 (Celastrol grubu) ratlara 5 gün boyunca 1:10 oranındaki dimethyl formamide (DMF):PBS (pH 7.2) solüsyonunda 1 mg/ml olacak sekilde çözüldü. Ratlara preoperatif radyoterapi süresince yani 5 gün boyunca 3 mg/kg/gün dozunda intraperitoneal olarak verildi. Grup 4 (RT + Celastrol grubu) 85 5 gün preoperatif radyoterapi ve celastrol verildi. Her dört grupta postop 3. ve 7. günlerde patlama basınçları ölçüldü, anastomozdan örnek alındı. Sonrasında ratlar sakrifiye edildi.3.gün sakrifiye edilen gruplar ”a”, 7. gün sakrifiye edilen gruplar ”b” olarak isimlendirildi. Ratlarda; morbidite, mortalite oranları hesaplandı. Anastomozların patlama basınçları, dokuda hidroksiprolin düzeyi ölçüldü. anastomotik Dokuda yara iyilesmesinin histopatolojik analizi yapıldı. ELISA yöntemi ile NF-κB aktivitesinin ölçümü yapıldı. Đstatistik değerlendirme için ANOVA yöntemi kullanıldı ve P < 0.05 değeri anlamlı olarak kabul edildi. Kontrol grubunun 3. ve 7. gündeki patlama basınçları, sadece radyoterapi uygulanan grupta elde edilen patlama basınçlarına göre anlamlı olarak yüksek bulundu (3. gün P < 0.05 ve 7. gün P < 0.01). Oysa celastrol grubu ile RT + celastrol gruplarında elde edilen ortalama anastomoz patlama basınçlarının kontrol grubu ile kıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi (P > 0.05). Kontrol grubunda 3. ve 7. günde tespit edilen hidroksiprolin düzeyleri, radyoterapi uygulanan grupta tespit edilen hidroksiprolin düzeylerine göre anlamlı oranda yüksek bulundu (3. günde 0.323 lg /mg’e karsın 0.255 lg /mg; P < 0.05 ve 7. günde 0.352 lg /mg’e karsın 0.271 lg /mg; P < 0.01 ). Kontrol grubu ile celastrol ve RT + celastrol gruplarının 3. ve 7. gün hidroksiprolin düzeyleri karsılastırıldığında üç grup arasında anlamlı fark olmadığı tespit edildi (P > 0.05 ). Radyoterapi uygulanan grupta 3. ve 7. günde tespit edilen NF-κB düzeyleri, kontrol grubunda tespit edilen NF-κB düzeylerine göre anlamlı oranda yüksek bulundu (P < 0.05). Kontrol grubu ile celastrol ve RT + celastrol gruplarının 3. ve 7. günde tespit edilen NF-κB düzeyleri karsılastırıldığında üç grup arasında anlamlı fark olmadığı tespit edildi (P > 0.05). Sonuç olarak çalısmamızda, celastrol’un özellikle kolorektal cerrahide preoperatif veya postoperatif radyoterapi sonrası anastomoz iyilesmesine destek olabileceği sonucuna varılmıstır.