Böbrek taşlarının üretere spontan pasajında intrarenal anatomik özelliklerin önemi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Öğrenci: AMİRALİ FARAHVASH

Danışman: METİN ONARAN

Özet:

Üriner sistem taş hastalığın sıklığı her geçen gün artmaktadır ve ülkemizde yapılan bir çalışmada da üriner sistem taşı prevalansı %14 olarak bildirilmiştir. Üst üriner sistem taş hastalığının doğal seyrinde taşlar boyut yönüyle ele alındığında 4 mm'ye kadar olan taşları spontan pasaj oranlarının %90'lara kadar ulaşırken, boyuttaki artış ile bu oranın belirgin olarak düştüğü de bilinmektedir. Diğer yandan boyut dışında hangi taşların spontan düşebileceği, hangi hastalarda bir süre beklenerek spontan pasaj için süre tanınabileceği, kimlerde de beklemenin sadece vakit kaybı olabileceği konuları henüz net olarak tanımlamamıştır. Ocak 2007 ile Ekim 2014 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı ESWL ünitesine alt kaliks ve üreter taşı tanıları ile başvuran 198 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya alınan 102 alt kaliks taşı ve 96 üreter taşı hastasının İVP'leri üzerinde Elbahnasy metodu kullanılarak alt kaliks infundibulopelvik açı (İPA), üreteropelvik açı (ÜPA), alt kaliks uzunluğu (AKU) ve alt kaliks genişliği (AKG) intrarenal anatomiyi belirlemek üzere ölçülmüş ve bu değerler alt kaliks taşı ile üreter taşı grupları arasında karşılaştırılmıştır. Alt kaliks taşları ve üreter taşları sırayla, taşların boyut 1'de 10.6±4.0mm ve 8.1±3.2mm ve taşların boyut 2'de 8.1±3.1mm ve 6.0±2.2mm ( p=0.00 ) , İPA 53.0±22.40 ve 58.7±15.00 ( p=0.04 ), ÜPA 87.3±12.60 ve 91.2±16.60 ( p=0.06 ), AKU 19.4±4.8 mm ve 22.9±6.2 mm (p=0.00), AKG 17.3±4.8 mm ve 16.0±4.8 mm (p=0.03) saptandı. Bu sonuçlara göre ÜPA dışında taş boyutları, İPA, AKU ve AKG değerleri açısından iki grup arasında anlamlı fark saptandı. Sonuç olarak çalışmamızda elde ettiğimiz veriler, taş etyolojisinde bahsedilen birçok faktör sonucunda oluşan taş fragmanlarının bir grup hastada üretere düşerek spontan pasaj ile sonuçlanırken, diğer bir grup hastada ise benzer taşların alt kalikse düşmesine, sonrasında da metabolik faktörler ile belki daha da büyüterek burada kalıcı olarak yerleşmesine sebep olan problemin anatomik bir faktör olabileceğini, İPA, ÜPA, AKU ve AKG gibi intrarenal anatomik özelliklerin taşın prognozuna etki edebileceğini ortaya koymaktadır.