Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2011
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: mehmet YAŞAR
Danışman: MUSA BALİ
Özet:Hepatosteatoz karaciğerde yağ bikrimi olarak bilinmektedir. Yağ birikimi ile birlikte karaciğer ağırlığının %5 ile % 10 oranında arttığı gösterilmiştir. Karaciğer yağlanması denince basit steatozdan steatohepatit ve siroza kadar uzanan geniş bir hastalık grubu anlaşılır 15-17). Hepatosteatoz tüm karaciğer patolojilerinin ana sebebi olarak gösteriliyor ve toplumda görülme sıklığı giderek artıyor (15). Hepatosteatozun insülin rezistansı, obezite, hipertansiyon ve dislipidemi ile çoğunlukla birlikte olduğu belirtiliyor. Hepatosteatoz değerlendirilirken karaciğerin diğer metabolik hastalıklarıda göz önünde bulundurulmalıdır. İnsanlarda ölüme sebep olan hastalıklarının başında kardiyovasküler hastalıklar gelmektedir. Kardiyovasküler hastalıklarda birçok risk faktörü rol oynamaktadır: diabetes mellitus, dislipidemi, hipertansiyon, ailede erken yaşta kardiyaovasküler hastalık öyküsünün olması. Kardiyovasküler hastalıklarda moratlite sıklığının microalbuminüri ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Mikroalbuminüri glomerüler hasarın erken bir belirtisi olup, kardiyovasküler hastalıklar ve nefropati açısından önemli bir risk faktörüdür(1-6). Diabetik hastalarda hepatosteatoz microalbuminüri birlikteliği ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Çalışmaızda diabetik olmayan hastalarda hepatosteatozun renal fonksiyonlar ve kan basıncı ile ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya Kasım 2009 ve Kasım 2010 tarihleri arasında, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Dahiliye ve Gastroenteroloji Poliklinikleri‟ne başvuran USG olarak hepatostetaoz tansı almış tanı ve çalışma kriterlerine uyan 49 hasta dahil edildi. Kontrol grubu olarak genel dahiliye polikliniğine başvuran 40 sağlıklı (hepatosteatozu olmayan) birey alındı. Hasta grubunda 20 kişide grade 1 (% 40,8), 26 kişide grade 2 (% 53,1), 3 kişide grade 3 (% 6,1) hepatosteatoz saptandı. Diabetes mellitus dışlama kriteri olduğu için az sayıda grade 3 hepatosteatozu olan hasta çalışmaya dahil edilebildi. Hepatosteatoz grubunda AKBM ile yapılan ölçümlerde 24 saatlik ortalama SKB, 24 saatlik ortalama DKB, gündüz ortalama SKB, gece ortalama SKB ve gece ortalama DKB değerleri kontrol grubunda hepatosteatozu olmayan bireylere göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu (hepsi için p<0.001). İki grup arasındaki sistolik ve diastolik dipping derecelerindeki farklılık, her iki parametre için de anlamlı olduğu görüldü (p<0.001). Diabetes mellitus çalışmada dışlama kriteri olarak kullanıldığı için AKŞ arasında farklılık saptanmadı (p=0.658). Serum trigliserid düzeyi hepatosteatoz grubunda anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p=0.001). Serum HDL düzeyi ise hepatosteatoz grubunda daha düşük olarak saptandı ve bu düşüklük istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,001). Lipid profilinde gördüğümüz bu değişikliklerle paralel olarak hepatosteatozlu bireylerde metabolik sendrom sıklığında ve onun komponentleri olan VKİ‟de, bel çevresi ve vücut ağırlığında anlamlı artış bulundu. Vasküler hasarın göstergesi ve kardiyovasküler hastalık risk faktörlerinden biri olan mikroalbuminüri genel popülasyonla karşılaştırıldığında daha yüksek olarak saptandı. Hepatosteatoz derecesi ile kan basıncı ve metabolik parametrelerdeki değişiklikler arasında bir korelasyon varlığı için yapılan analizde vücut ağırlığı, VKİ, bel çevresi, serum transaminaz düzeyleri, trigliserid düzeyi, 24 saatlik ortalama SKB, 24 saatlik ortalama DKB, gündüz ortalama SKB, gündüz ortalama DKB, gece ortalama SKB ve gece ortalama DKB arasında pozitif; HDL düzeyi, sistolik dipping ve diastolik dipping arasında negatif korelasyon bulundu. Sonuç olarak; hepatosteatozun kan basıncı ve non dipper kan basıncı profili üzerindeki olası etkisinin mekanizması tam olarak bilinmiyorsa da, hepatosteatozlu hastalarında hipertansiyon ve non dipper kan basıncı profiline daha sık rastlanmaktadır. Bu parametrelerden hepatosteatozun SKB ve DKB‟daki dipping ve serum HDL ile negatif; kan basıncı, trigliserid, vücut ağırlığı, VKİ, bel çevresi, metabolik sendrom ve mikroalbuminüri miktarı pozitif bir ilişkisinin olduğu gözlendi. Hepatosteatozu olan hastalar kardiyovasküler risk faktörleri ve bunlardan biri olan hipertansiyon açısından dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.