Hafif ve orta derece aort darlığında aort darlığı ciddiyeti ile kalp hızı toparlanma zamanı, kontraktilite rezervi , global sol ventrikül yüklenme endeksi karşılaştırılması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Ülker Kaya

Danışman: YUSUF TAVİL

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Amaç: Hafif ve orta derece darlığında, aort darlığı ciddiyeti ile kalp hızı toparlama zamanı, kontraktilite rezervi ve global sol ventrikül hacim yüklenme endeksi arasındaki ilişkiyi karşılaştırmaktır. Yöntem: Çalışmaya, ekokardiyografide bakılan ortalama aort gradiyentine göre hafif ve orta derece aort darlığı olan 20 hasta alındı. Hastalarda arteriyal tansiyon ve ritim monitörü altında Treadmill efor testi ile yaşa göre hesaplanan en yüksek kalp hızına ulaştıktan sonra dinlenme fazının birinci dakikasındaki kalp hızı kaydedilerek, kalp hızı toparlama zamanı (Heart rate recovery ) elde edildi. Hastaların boy ve kilo ve arteriyal tansiyon ölçümü yapıldı. Hastalarda ekokardiyografi ile sol ventrikül çıkış yolu ve aortun sinotübüler bileşkedeki çapı ölçüldü, aort kapakta sürekli dalga ile sol ventrikül çıkış yolunda ve sinotübüler bileşkede anlık dalga (Pulse Wave) ölçüm yöntemiyle en yüksek ve ortalama gradiyentler ve jet velositeler hesaplandı. Bulunan sonuçlar Zva(global load index)= (SAP + ΔPnet)/SVi formülündeki yerine konarak global sol ventrikül yüklenme endeksi sonucu elde edildi. Modifiye Simpson yöntemiyle ekokardiyografide ölçülen diyastol ve sistol sonu hacimleri kullanılarak ejeksiyon fraksiyonu hesaplandı, aynı ejeksiyon fraksiyonu hesaplanması kan basıncı ve EKG monitörizasyonu eşliğinde 5 mcg/kg/dakika dozunda başlanıp hedef kalp hızına ulaşılana kadar her 3 dakikada 5 mcg/kg/dakika artırıp en yüksek doz 30 mcg/kg/dakika intravenöz infüzyon şeklinde verilen dobutamin sonrası yapıldı ve dobutamin sonrası yüzde olarak ejeksiyon fraksiyonundaki artış hesaplanarak kontraktilite rezervi sonucu elde edildi. Bulgular: Hafif ve orta derece aort darlığı olan her iki grupta diabetes mellitus, hipertansiyon, hiperlipidemi, stabil koroner arter hastalığı hikayesi ve sigara kullanımı sıklığı açısından istatiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p:0,892). Hafif ve orta derece aort darlığı olan iki hasta grubunda, kontraktilite rezervi açısından istatiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktu (% 5,31±1,21 karşılık % 5,37±1,06 p:0,551). Hafif ve orta derece aort darlığı olan hastalarda global sol ventrikül yüklenme endeksi yüksek olan hasta yoktu. Aort kapak darlığı derecesi ile global sol ventrikül yüklenme endeksi arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı (2,0,8±0,42 karşılık 2,09±0,63 mmHg/ml/m2). Hafif ve orta derece aort darlığı olan hastalarda aort kapak darlığı derecesi arttıkça, birinci dakika kalp hızı toparlanma zamanının bozulmadığı saptandı (19,9±13,8 karşılık 16,8±7,3 atım/dakika p:0,246). Tartışma ve sonuç: Çalışmamızda hafif ve orta derece aort darlığı olan iki grup arasında, aort kapak darlığı derecesi ile global sol ventrikül yüklenme endeksi, kontraktilite rezervi ve kalp hızı toparlanma zamanı arasında anlamlı bir istatiksel ilişki saptanmadı. Daha önceki çalışmalar ciddi aort darlığı hastalarında yapılmış ve sol ventrikülde sistolik ve diyastolik fonksiyon kayıpları vardı. Bizim çalışmamızda hastaların sol ventrikül fonksiyonlarının normal olması bu sonuçlara sebep olmuş olabilir.